Harun DağlıPsikolojiYAŞAM

Hayattaki Amacınız Ne?

Biliyor musunuz? Hayat bir çelişkiler yumağı, mutluluğu para ve güçle satın alabileceğimize dair her gün kafamıza işlenen içi boş kapitalist söylemde bu çelişkiden nasibini alıyor.

Bu klasik tavuk yumurta döngüsünü akla getiriyor; ne olursa olsun yeter ki para kazandırsın diye yaptığınız bir iş size mutluluğu getirir mi? Yoksa tutku ile yaptığınız bir iş size para kazandırıp mutlu eder mi? Yani mutluluk mu parayı yoksa para mı mutluluğu getiriyor?

Tüm bunların ötesinde, niye bu hayattayız ve yaşamımızın bir amacı var mı ya da olmalı mı?

Bir süre önce ünlü yazar Malcolm Gladwell’in “Outliers” kitabını, uzun bir aradan sonra, bir konu ile ilgili detay bakmak için göz attığımda bu konu aklıma geldi, çünkü yazar kitabında bu sorunun cevabını arıyor. Kitapta, çok başarılı olmuş insanların hayatları incelenip, aykırı kişilikleri ön plana çıkarılıyor, dünya üzerinde spor, bilim, sanat ve iş hayatında en başarılı olan insanların hepsinin bir ortak özelliği olduğu anlatılıyor.

Başarılı insanların hepsi tutkularının peşinden gitmiş, kendilerini o kadar kaptırmışlar ki, tutkuları hayattaki amaçları olmuş. Sadece, işlerini nasıl en iyi yapacaklarını düşünerek, zevk alarak ve mutlulukla çalışmışlar. İstisnasız olarak, hepsi yaptıkları işe en az 10.000 saat vakit harcayarak kendilerini adamışlar.

Gladwell’in kitabında bu tezi doğrulayan ve değişik kaynaklardan derlenen o kadar çok örnek var ki, inanılmaz. Değişik araştırmacılar hep aynı sonuca varıyor: Tutkunun peşinden gideceksin.

Bu da aklıma başka bir özlü sözü getirdi;

Hayattaki amacınızı bulamadıysanız, tutkunuzu bulmaya çalışın.

Tutkuyla bağlandığınız şeyler sizi hayattaki amacınıza ulaştıracaktır.

Gelin bunu bir hikâye ile bağlayalım.

Hayatında bir düzen kuramamış, uğraştığı işlerden hayal kırıklığına uğramış genç bir adam, yardımcı olacağını düşünerek bilge bir adamı görmeye gider.

  • “Hayatımla ne yapacağımı bilemiyorum. Neyle uğraştıysam başarısız oluyorum, bir sürü şey denedim, ama olmadı. Hayattaki amacımı nasıl bulabilirim?” diye sorar genç adam.
  • “Bunu anlatmanın kolay bir yolu yok maalesef” der bilge adam, “Beni takip et, belki bunu sana göstererek anlatabilirim” diye ekler.

Beraberce çok konuşmadan, uzun süre yürüyerek, çok hareketli ve altın yatakları ile ünlenmiş olan bir nehrin kıyısına gelirler.  Nehir boyunca, eskisi kadar yoğun olmasa da hala onlarca altın avcısı, büyük bir umutla nehirdeki kum ve çakılları eleyerek altın bulmaya çalışıyordu.

  • “Buradaki insanlara dikkatli bakarsan üç tip insan olduğunu görürsün” der bilge adam.
  • “Ne demek istiyorsun? anlayamadım” diye sorar genç adam.
  • “Birinci gruptaki insanlar doğru yerde ve uygun yöntemlerle araştırmaya başlarlar ve çok hızlı şekilde aradıklarından da fazla altın bulurlar. Toplayabildikleri kadar toplayıp, bir an önce paraya çevirirler ve hayatlarının geri kalanında rahatça yaşarlar.

İkinci gruba dahil olanlar, yıllardır yılmadan toprağı eleyip, altın bulmaya çalışan, ama hala bulamamış olanlardan oluşur. Onlar bu nehirde altın olduğunu biliyorlar, çünkü başkalarının bulup nasıl zengin olduğunu gördüler, o yüzden aradıkları altını bulana kadar yılmadan değişik yöntemler denemeye devam edecekler.”

  • “Peki ya üçüncü tip?” diye sorar genç adam.
  • “Onlar aradıkları şeyi bulamadıkları için hayal kırıklığına uğrayanlardan oluşuyor. Kimisi bir gün, bir hafta, bir ay ya da en fazla bir yıl kadar uğraşıp, aradıkları altını bulamadıkları için pes edip, buradan ayrılıyorlar. Çoğu, olan altının bulunduğunu ve geriye pek bir şey kalmadığı konusunda kendilerini ikna ederler. Zaten onlara göre şanssız doğmuşlardır; yani yenilgiyi kabul edip çabalamazlar.”

Genç adam şaşkınlık içerisinde sorar,

  • “Bunun benim hayattaki amacımı bulmamla ne ilgisi var?”
  • “Ah evet, burada hayatın anlamı ile ilgili büyük bir ders var anlamak isteyen için.” Yaşlı adam gülümser ve genç adamın gözlerinin içine bakarak devam eder.

“Bu hikayedeki üç grup, aslında hayattaki üç değişik insan tipini anlatır. Hazırsan anlatayım” der bilge adam.

  • “Birinci gruptaki insanlar, hayattaki amaçları konusunda hiç şüphesi olmayan ve bir plan içerisinde büyük bir enerji ve tutku ile hayallerinin peşinde koşan, kimsenin yapmadığını yaparak başarılı olan insanlardan oluşur.

İkinci gruptaki insanlar, eğer cidden hayattaki amaçlarına ve doğru yolda yürüdüklerine inanırlarsa belki yıllarca dişlerini sıkıp inatla uğraşmak zorunda kalırlar, ama eninde sonunda aradıklarını bulurlar.

Üçüncü ve son grup, hayattaki amaçlarını bilmek isteyen ama bunun için uğraşmak istemeyen tez canlılardan oluşur. Tez canlılıklarından dolayı çabalarının sonuçlarını göremeden hayal kırıklığına uğrayıp, erkenden pes ederler. O yüzden hayatları boyunca hiçbir şeye sahip olamadan; amaçsız ve tutkusuz bir hayat yaşayıp, mutsuz olarak bu dünyadan gitmeye mahkumdurlar” diye açıklar bilge adam.

  • “Peki hayatta herkesin bir amacı var mıdır ve herkes amacını bulabilir mi?” der genç adam.
  • “Bu sorunun yanıtını sen ver istersen. Söyle bakalım, bu nehirde altın var mı sence?
  • “İnsanların daha önce burada altın bulup zengin olduklarını ve hala altın bulmaya devam eden insanların da olmasını göz önüne alarak, bu nehirde kesinlikle altın vardır diyebiliriz” diye yanıt verir genç adam.

“Peki, ne demek istediğinizi anladım ama altın avcılığı benim tutkum değil. Ben kendi amacımı nasıl bulabilirim?” diye sorar bilgeye.

  • “Bıkmadan usanmadan aramaya devam etmelisin” diye yanıtlar bilge adam.
  • “Peki ya daha çabuk bulmak istersem?”
  • “Evlat, hayatının anlamını hızlı bir şekilde bulabileceğinin hiçbir garantisi yok, tek garanti, vazgeçip aramayı bırakırsan, asla bulamayacağındır.” der.

Genç adam büyük bir umutsuzluğa kapılır, yaşlı adamla zamanını boşa harcadığını hissetmeye baslar. Bu sırada omzunda bilge adamın güven verici dokunuşunu hisseder.

  • “Hayal kırıklığını hissedebiliyorum, ama seni temin ederim ki, eğer hayattaki gerçek amacını bulabilirsen; tutkuyla bağlandığın bir yaşam, hayal edebileceğinden daha fazla zenginlik elde edebilir, dünyanın daha iyi bir yer olmasına katkıda bulunabilirsin.

Bütün bunlar ne kadar istekli olduğuna ve yılmadan sabırla çalışmana bağlı.  Çünkü kimse bunları senin önüne altın tepsiyle vermeyecek, sen istemeli ve almalısın; bu önümüzdeki hafta, birkaç ay sonra ya da önümüzdeki yıllarda olabilir, bunun bir garantisi yok. Ancak çabalarının buna değeceğini ve hayatının hiçbir zaman anlamsız olmayacağını göreceksin.

Hayattaki amacını bulamıyorsan, neye tutku ile bağlı hissettiğini bul ve onun üstünde yılmadan çalış. Çünkü tutkuyla bağlandığın şey seni hayattaki amacına ulaştıracaktır. Bu konuda sana yardımcı olamam, çünkü neye tutkuyla bağlı olduğuna sadece sen karar verebilirsin.”

  • “Teşekkürler.” der genç adam, bilgenin ne demek istediğini anlamış gibidir.

Bilge devam eder,

  • “Bu arada bahsetmeyi unuttuğum bir şey daha var!”
  • “Nedir?” der genç heyecanla,
  • “Şu nehirde kan ter içerisinde çalışan kadın ve erkeklere bak. Nasıl ki amaçlarına ulaşıp, altını bulmak için her gün bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile nehrin başına gelip çalışıyorlarsa, bizlerin de hayattaki amacımızı bulmak için aktif şekilde çaba sarf etmemiz gerekiyor. Evde oturup, ilham gelmesini bekleyerek ya da halimize acıyarak hiçbir şey olmayacağını kabul etmelisin.

Unutma, hayatta her şeyin bir bedeli var; en fazla da mutluluğun.”

Hikayemiz böyle, peki şimdi size soralım;

Yaşam amacınızı biliyor musunuz?

Hayatta tutku ile bağlı olduğunuz şeyler nelerdir?

Hala bakıyor musunuz yoksa sizde çoktan pes ettiniz mi?

Hayattaki tutkunuzu bulmak, sizi motive ve tatmin eden bir hayat kurmanıza yardımcı olacaktır ve bu da sizin amacınız olacak.

Bütün bu anlattıklarımdan çıkarmanız gereken ders nedir biliyor musunuz?

Her birimiz, bu dünyada ne kadar olacağını bilemesek de hayat dediğimiz başı ve sonu belirli bir süre içinde yaşıyoruz. Yaşadığımız süre boyunca bir şeyler yaparız; bunlardan bazıları önemlidir, bazıları da önemsiz.

Önemli olan şeyler hayatımıza anlam ve mutluluk veriyor. Önemsiz olanlar ise temelde sadece zamanımızı öldürüyor.

İnsanlar “Hayatımla ne yapmalıyım?” veya “Yaşam amacım nedir?” dediklerinde aslında sordukları şey: “Önemli olan zamanımla ne yapabilirim?”dir.

Hayatınızın her anını tutku ve mutluluk duyduğunuz şeyler için harcayıp, yaşamınıza bir anlam ve amaç kazandırabilmeniz dileğiyle.

Sevgiyle kalın.

Harun DAĞLI

Yazar: contact@speak2impress.com

Editör: editor@objedergi.com

Yazarın Web Sitesi: www.speak2impress.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu