AKTÜELDoğaKÜLTÜR SANAT MAGAZİNTarihTiyatroÜmit Atalay EKMEKÇİYAŞAMYAZARLAR

Bağ Bozumu Şenlikleri – Dionysos

Ürün Toplama ve Bağbozumu

Topraksız (serflerin) köylülerin en olağan yaşam biçimiydi ve her ürün toplamada şenlikler ve doğanın bereketi kutlanırdı. Eski Grek mitolojisi, ürün ve bağ bozumunda uğruna adaklar adanan bir tanrı figürü oluşturmuş, mitolojik olarak doğanın gücünü yöneten bir tanrı oluşturmuştur.

Dionisos – DİONYSOS / (ROMA’da ise Bakkhos-BACUSS)

En büyük Grek tanrısı Zeus ile Tebai kentinin kurucusu Kadmos’un kızı Semele’den olan oğludur. Semele ölürken Dionisos’u doğurdu. (Ölümün yeni bir yaşam getirmesi inancı.) Öteki tanrılar gibi Dionisos da öldürüldü, ama Zeus ona yeniden can verdi. Böylece, Dionisos, “iki kez doğan” anlamına gelen ditrambos niteliğini kazandı. Sonradan, onun için koro söyleyen ile söylenen ezgilere de ditrambos denildi. O, daha çok şarap ve coşkunluğu simgelerdi.
Ona tapınmada coşkun danslar, coşturucu musiki ve sarhoşluğa varan bir aşırılık yer alırdı. Asıl anlamıyla bu taşkınlıklar ve aşırılıklar soylularla alay etmek için yapılan tiyatral gösterilerdir.

Dionisos’un Çiftçiler İçin Önemi

Dionisos aynı zamanda ağaçların da tanrısıydı. Bunlardan başka buğday ve tarımla da ilintisi vardı. O, “ilk öküzü sabana koşan” tanrı olarak da anılırdı. Dionisos’un bir belirtisi de, ürün devşirmede çiftçilerin tohumu samandan ayırmak için kullandıkları sepetti; çünkü bu, doğduğunda onun içine konduğu sepeti simgelerdi.

 

Dionisos’un Tiyatroyu Başlatması

Peki, ama bu ürün tanrısı Dionisos tiyatroyu nasıl başlattı? Onun için söylenen korolar ezgiler nasıl oldu da dram sanatını getirdi?

İÖ VII. İle VI. Yüzyıllarda Atina’da bazı düzen değişiklikleri ortaya çıkmaya başladı.
Gittikçe büyüyen ve güçlenen tüccar sınıfı ile o zaman kadar Atina’yı yönetmekte olan soylular arasında kıran kırana bir yarışma ve çatışma baş gösterdi.

Tüccar sınıfından gelenler de, zenginlikleriyle etki yaparak, Atina devletinin başına tiran soylularını topraklarını köylüye dağıtarak, köylüyü kendi yanlarına çekmek istediler.

Oysa, soyluların Zeus ve Apollon törenlerini denetleyerek ellerinde tuttukları bir güç vardı ve bu güç hala köylüler üzerinde etkindi. Dinsel yönden çok sağlamdı soylular.
İşte, tüccar tiranların soyluların asıl bu gücünü ortadan kaldırmaları gerekiyordu. Ama çok akıllıca bir taklitle, soyluların Zeus ve Apollon ile gelen dinsel gücüne saldırmadılar. Bunun yerine halka daha yakın ve halkın sevdiği yeni bir inanç kaynağı buldular: bu Dionisos’tu…
Köylülerin sevdikleri Dionisos adına törenler düzenlemeye başladılar.
Bu törenler çabucak halk tarafından tutuldu ve yayıldı. Dionisos şenliklerini başlatan Peisistratos’tu.

Peisistratos’un etkisiyle İÖ VI. Yüzyılda başlayan şenlik ilkbaharda (9-13 Mart) düzenleniyordu. Antik tiyatronun doğuşu bu Büyük Dionisia Şenliği ile ortaya çıktı. Bu şenlikte söylenen ditrambos’u, Midilli’li ozan Arion bulmuştu. Kısa bir süre sonra, bu şenlikte ozanlar arasında ödüllü bir yarışma düzenlenmiş ve tiyatro sanatı da bundan doğmuştu.

Büyük Dionisia’da, Akropolis’in güney eteğine rastlayan yerdeki Dionisos tiyatrosuna önce tanrıyı simgeleyen bir heykel taşınırdı. Bu simge kutsal kişiler, rahipler tarafından getirilirdi. Geceleyin çıralar yakılır ve heykelin başında nöbet tutulurdu. Ertesi gün, Dionisos adına düzenlenen danslar ve koroyla söylenen ezgiler başlardı. Bunlar yarışma içine sokulurdu. Bu yarışmada ayrı yerlerden seçilen beş erkek ile beş çocuk korosu vardı ve her koroda elli kişi bulunurdu. Yarışmalar, en önde din adamlarının oturduğu Dionisos tiyatrosunda olurdu.


Dionisos acı çekme ve ölümün, sevinç ve yaşam ikileminin tanrısıydı; onun için de tragedya ve komedyanın yaratıcısıydı.


Ümit Atalay Ekmekçi 
İletişim

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu