EdebiyatKÜLTÜR SANAT MAGAZİNÜmit Atalay EKMEKÇİYAZARLAR

Sanatta Füturizm Akımı

On dokuzuncu yüzyıldan yirminci yüzyıla geçiş döneminde, devrim yapan Sovyet halkları arasında , sanatın tüm  alanlarında modernleşme hareketlerine alt yapı oluşmuştur. Sanatta, materyalist ve idealist dünya görüşlerine ve geleneklere başkaldırı görülür. Türk Kemalist hareketi ise; Nazım Hikmet, Abidin Dino gibi isimleriyle bu akıma öncülük etmiştir. “SANAT”  bu başkaldırının en çarpıcı ve güçlü temsilcisi Füturizmdir.

Dünya Edebiyatında Füturizm

Rus edebiyatında “gümüş çağ” olarak adlandırılan ve yaklaşık olarak 1890-1930 arasını kapsayan yenilikçi dönem sembolizmle başlar.  Edebiyata 20 yıl kadar egemen olan sembolizmin etkinliğini yitirmesi üzerine, 1910’lu yıllarda, Füturizm ve Akmeizm, bu akıma karşı çıktıklarını açıklayarak edebiyatta yer alır.  Füturizm, sembolizmin ilkelerinin ve etkisinin yıkılmasında Akmezime göre çok daha etkili ve programlı bir hareket geliştirmiştir.

Sovyet dönemi ana başvuru kaynaklarına göre Füturizm, Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde ve sırasında öncelikle İtalya, Fransa, İngiltere ve Rusya gibi ülkelerde, burjuva sanat ve edebiyatında oluşan, biçimci bir eğilim anlayışı olmasına rağmen bu ülkelerin her birinde, kendine özgü sanat algılarından birer davranış ve sanat biçemi almıştır. Akımın en önemli özelliği; geçmiş ve çağdaş sanat mirasını, kültürü, moral ve değer algılarını reddetmektir…

Füturizm; sembolistler ile birlikte hareket etmekten çekinmemiştir, çünkü iki akımda birbiriyle, sanat ilintilidir. Gerçekçi sanatı “devrim-ler” lehine dizayn etmişlerdir. Bu başkaldırı “DEVRİM” sanatı olarak da anılacaktır. Tüm devrimden yana olan sanatçılar yapıtlarını, devrimin sembollerini, geleceğin insanına ve yeni söylemlere göre dizayn ederek yarını kurmaya çalışıyor.

Türkiye’ye Gelişi

Kemalist devrimin etkin olduğu yıllarda;1923-1945 arası Füturist sanatçılar yaptıkları resim, tiyatro ve edebiyat eserleri ile devrime yön vermek istemişlerdir. 1923’de Nazım Hikmet Rençber/köylü edebiyatına karşın ilk şiirini yazmış ve hareket ve devinimle “Kemalist – Cumhuriyetçi” devrimin arkasında durmuştur. Sanat ile halka yayılan devrim hızla, köy toplumundan sanayi ve tarım ekonomisinden güç alan / alacak olan yeni bir ekonomi biçimine insanları yöneltecektir. Yeni insan makineleşmiş insan olacaktır. Ve sanat, devrimlerle yoğrulacak bu yeni insanı, devrimlerin savunucusu yeni bir insan modeli haline getirecektir.

Sanatçıların, günümüzde de korkulması ve geleceği dizayn etmeye her kalkışmasında karşısına birilerinin sağdan-soldan-sermayeden dikilme nedeni de budur. “Makineleşmek istiyorum /Nazım Hikmet- 1923”

Makinalaşmak İstiyorum!

trrrrum,

trrrrum,

trrrrum!

trak tiki tak!

makinalaşmak istiyorum!

beynimden, etimden, iskeletimden geliyor

bu!

her dinamoyu altıma almak için çıldırıyorum!

tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,

damarlarımda kovalıyor oto-direzinler lokomotifleri!

trrrrum,

trrrrum,

trak tiki tak

makinalaşmak istiyorum!

mutlak buna bir çare bulacağım

ve ben ancak bahtiyar olacağım

karnıma bir türbin oturtup

kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!

trrrrum

trrrrum

trak tiki tak!

makinalaşmak istiyorum!

Cemal Süreyya eleştiriyor Nazım Hikmet’i … “Makinalaşmak İstiyorum” şiirini Nazım Hikmet’in en kötü şiiri olarak niteliyor… Anlamak mümkün değil; koskoca Nazım HİKMET..!

Büyük usta bu şiirden sonra yazmıyor bir daha, sanayi toplumu olma isteğini dile getirmiyor… Getiremiyor! Rençber toplumuna, tarım işçisine yön vermeye başlayan bir şiir düzeneğine tekrar geçiyor… Makinalaşmak İstemek sanki, ustanın en büyük yara kabuğunu koparması gibi. Oysa, başına dert oluyor Nazım Hikmet RAN’ın… Hangi sosyolojik yarayı keşfettiğinin farkında Nazım HİKMET… Kimin yada kimlerin ne istemediğinin de farkında…

Ümit Atalay Ekmekçi

İletişim İçin:

Yazar: umut_atalay_ekmekci@hotmail.com

Editör: objedergi@gmail.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu